12 Temmuz 2013 Cuma

ANADOLU HİSARI



Yıldırım Bayezid Hanın İstanbul Boğazının en dar yerinde yaptırdığı ilk hisar. Göksu deresi ile deniz arasında kireç ve şist katmanlarından meydana gelen tepenin üzerindedir. Eski kaynaklarda “Güzelhisar, Güzelcehisar, Yenihisar, Yenicehisar, Akhisar” isimleriyle de zikredilmektedir.Bizans’a Karadeniz yoluyla yardım gelmesini önlemek maksadıyla inşa edilmiştir. Anadolu Hisarı, asıl kale, iç kale duvarları ve üç kuleden meydana gelir. Asıl kale, dikdörtgen bir plan üzerine yükselen bir kuledir. Kule, üzeri toprakla örtülü yüksekçe bir kayanın üzerine oturtulmuştur. Dört katlı olan bu kuleye bugün güneybatıda bulunan bir kapıdan girilmektedir. İç kale duvarları ise 2-3 metre kalınlığında asıl kaleyi kuzey-batı ve kuzey-doğudan çevreler. Üzerinde dört kule vardır. İç kale duvarının kapısı, kuzeydoğudaki kulenin kuzeyindedir. Stratejik bakımdan yeri ustalıkla seçilen kapıyı, batıdan gelen düşmanın görmesi imkansızdır. Dış kale surları, çok kemerli ve çokgen bir surdur. İç kale surları ile güney-doğu ve kuzey-batıdan birleşir; üzerindeki 3 kule ile korunur. Surların güneyindeki bazı kısımları bugün yıkılmış haldedir. Kuleler ise, bedeninden mazgallar bulunan duvarlar üzerinde kuzeyde, kuzey-batıda ve batıda, çevreye ve yollara hakim silindir biçiminde yapılardır.Anadolu Hisarının Osmanlı tarihinde önemli bir yeri vardır. Yıldırım Bayezid Han, Ankara Savaşında mağlup olunca oğlu Süleyman Çelebi bir süre burada saklanmıştır. Sultan İkinci Murad Han devrinde, Haçlı ve Macar ordusunu durdurmak üzere yola çıkan ordunun Rumeli’ye geçmesinde bu hisardan faydalanılmıştır. Sultan İkinci Murad Han Yalova yoluyla buraya gelmiş, Çandarlı Halil Paşa da, karşı kıyıdan top ateşiyle padişahı korumuş, Papalık ve Venedik donanmasına rağmen rahatlıkla karşı kıyıya geçilmişti. İstanbul’un fethinden önce Rumeli Hisarı inşa edilmeden bu kale tahkim edilmiş, böylece iki hisar ile boğaz kontrol altında bulundurulmuştur. 1452’de Sultan İkinci Mehmed tarafından yapılan değişiklikler, Anadolu Hisarının mukavemetini inanılmaz şekilde arttırmıştır. Böylece daha önceleri müdafaa maksadıyla yapılan kale, boğazın transit nakliyatını men ettiği gibi, taarruz vasıtası haline de gelmiştir. Kalede, hepsi Kocaeli sancağından olmak üzere 200 asker vardı. Barut depoları, deniz kenarında bulunurdu.İstanbul’un fethinden sonra şehre, Karadeniz’den gelecek saldırıları karşılamak üzere kullanılmıştır. Karadeniz’in tamamen Osmanlı Devletinin hakimiyetine geçmesinden sonra (16. asır) ehemmiyetini kaybetmiştir. Ancak on yedinci ve on sekizinci asırlarda Rus Kazaklarının Boğaz’a kadar uzayan akınlarının karşılanmasında Anadolu Hisarından faydalanılmıştır. Daha sonra ehemmiyetini iyice kaybetmiş, duvarına dayanmış ahşap evler ile hisar romantik bir hal almıştır.Anadolu Hisarı, yerleşme alanı olmaya Fatih Sultan Mehmed Han devrinde başlamıştır. Fatih Sultan Mehmed buraya, sultan mahfilli bir cami yaptırmıştır. Hisar civarına önce askerler yerleştirilmiş, daha sonra sivil halk da iskan edilmeye başlanmıştır.1928 yılında Kandilli Belediyesi tarafından bazı küçük onarımlar yapılmıştır. 1991-1993 yılları arasında Kültür Bakanlığı tarafından bazı onarımlar yapılmıştır. Bugün Anadoluhisarı, Beykoz Belediyesi sınırları içinde yer almaktadır. Hisarda taşınır kültür varlığı bulunmamaktadır.

RUMELİ HİSARI



İstanbul 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in şehri kuşatmasından önce de birçok kuşatmaya uğramıştı. Şehri çevreleyen Roma devri surları bütün önceki kuşatmaları durdurabilmişti. Çok uzun süren kuşatmalarda şehrin ihtiyaçları deniz yolu ile takviye edilirdi. Rumelihisarı, karşı kıyıdaki daha erken tarihli bir Türk kalesinin karşısında, İstanbul’u kuşatma sırasında Karadeniz’den gelebilecek yardım ve takviyeleri önlemek amacı ile, şehir kuşatmasından önce inşa edilmişti. Bu askeri yapı 1452’de 4 ay gibi inanılmaz kısa bir sürede tamamlanmıştı. Bütün Orta Çağın bu en büyük ve kuvvetli hisarı 1453’te İstanbul’un Türkler tarafından fethini takiben stratejik önemini yitirmiştir. Klasik Türk kale mimarisinin bu güzel örneği bütün heybeti ile Boğaziçi'ni süsler. 1950’li yıllarda yapılan onarımları takiben müzeye çevrilmiştir. Her yıl yapılan İstanbul festivallerinde Hisar içi bir açık hava tiyatrosu olarak kullanılmaktadır. Hisar bütünü ile, en güzel şekilde Boğazın karşı Asya sahillerinden veya Boğazda sefer yapan vapurlardan seyredilebilir.

Mostar Köprüsü

Eski Mostar şehrinin mimari ve kentsel yapısının ayrılmaz bir parçası olan eser 1566-67 yıllarında inşa edilmiştir. Mimar Hayrettin’in eseridir. Mostar'ın simgesi haline gelen ve dünyanın en büyük tek gözlü taş köprülerinden biri olan köprü, 1993 yılında savaş sırasında yıkılmıştır. Büyük bir mimarlık mantığıyla estetiği buluşturan ve gerek sanatsal, gerekse bilimsel açıdan müstesna bir eser olan köprü, 2003 yılında, yeniden inşa edilerek hizmete açılmıştır

Kudüs Sultan Süleyman Surları Şam Kapısı


Kudüs’ü çevreleyen 4 kilometre uzunluğundaki surlarda bulunan 7 kapıdan biri olan Şam Kapısı ve Süleyman Surları’nın 1542 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından onarımı gerçekleştirilmiştir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Evi

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu ve ailesinin uzun yıllar yaşadığı Selanik’teki ev, 1870 yılında inşa edilmiştir. T.C. Selanik Başkonsolosluğu bahçesindedir.


Gül Dede Türbesi Macaristan

Gül Dede olarak da bilinen ve Budin Kalesi kuşatması sırasında ölen Bektaşi dervişi Cafer’in türbesidir. Budapeşte’de 16. yüzyılda inşa edilen türbe, Balkanlardaki önemli Türk eserlerindendir.

Romanya Gazi Ali Paşa Türbesi

17. yüzyılda yapılan ve bugün Romanya sınırları içinde kalan Gazi Ali Paşa Türbesi, bölgedeki önemli Türk eserlerindendir. Türbenin altıgen planlı kubbesi yalnızca Romanya’da görülen bir tarzda asfaltla kaplanmış ve üzerine çakıl taşları serpiştirilmiştir


Mescidi Aksa

İslamın ilk kıblesi olan Kudüs’deki Mescid-i Aksa, 6. yüzyılda inşa edilmiştir. Miraç gecesi Hz. Muhammed’in namaz kıldığı yapıdır. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim’in şehri fethetmesinin ardından, Osmanlılar tarafından yapılan bakım ve onarım sonucu bugünkü halini almış, 20. yüzyıl başında da Mimar Kemaleddin Bey tarafından onarılmıştır

KUBBETÜS SAHRA

691 yıllında Halife Abdülmelik bin Mervan tarafından yaptırılan Kubbet-üs Sahra, İslam mimari tarihinin önde gelen eserlerindendir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarılan Kudüs’deki eserin, alt kısmı mermer, üst kısmı ise yeşil, sarı ve mavi renkli çiniyle kaplatılmıştır. 20. yüzyılın başında da Mimar Kemaleddin Bey tarafından onarılmıştır.Kudüs Filistin topraklarında yer almaktadır.



TAÇ MAHAL



Babür İmparatorluğu'nun 6. hükümdarı Şah Cihan (Şah-ı Cihan:Dünyanın Şahı) (1593-1666) tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan Hindistan'ın Agra şehrinde, Jumna (Yamuna) Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır. (Babür Şah'ın Hindistan da kurduğu Türk İmparatorluğu, Hindistan'da 332 yıl (1526-1858) egemen oldu.)
Bir isyanı bastırmak için ordularıyla Burhanpur'a giden Şah Cihan'a, dokuz aylık hamile olmasına rağmen her zamanki gibi eşi Mümtaz Mahal (Ercümend Banu Begüm) de eşlik etmişti. Mümtaz Mahal, 14. çocuklarını doğururken öldü.(1631)Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra 2 yıl yas tuttu. Artık devlet işlerine ilgisini kaybeden hükümdar, teselliyi sanat ve mimaride buldu. Eşinin ölümünün ertesi yılı 1632'de Tac Mahal'in temeli atıldı

Efsaneye göre yapımı bittikten sonra, türbe işçilerinin kolları aynı yapıttan bir tane daha yapılmaması için kesilmiştir. Bugün Hindistan'ın en fazla turist çeken bölgesi. Ancak çevresinde oluşan çarpık yapılaşma, bu tarihi yapıtın geleceğini tehdit ediyor. Bulunduğu şehrin bir çok noktasından açıkça görülebilen Tac Mahal, Türk-İslam Mimarisi'nin en önemli yapıtları arasında yer almaktadır.
Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah Cihan'ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu Begüm'ün doğum sırasında ölümü üzerine, onun anısına yaptırılmıştır.(Çocuk doğururken ölen kadınların kutsal olduğuna inanılır.)
Yapının mimarları; Mimar Sinan'ın talebelerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıdaki yazıları yazan Hattat Serdar Efendi, eserin yapımı için Şah Cihan tarafından İstanbul'dan davet edilmişlerdi. 1632'de inşasına başlanan eser, 20 yıl sonra 1652'de tamamlanmıştır.
Tac Mahal'in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmıştır. Aynı mermerden yapılan ve yerden yüksekliği 82 metre olan kubbe, Mimar İsmail Efendi tarafından yapılmış ve 1648 yılında tamamlanmıştır.
Kubbe üzerinde altınlı bir alem vardır. Türbenin beyaz mermerden 4 minaresi vardır. Anıtın dört yanına Hattat Serdar Efendi tarafından Yasin suresinin tamamı yazılmıştır.
İnşaatta çok sayıda ustanın da yanı sıra, günde 20 bin işçinin çalışmasıyla türbe 1643'te, çevresindeki avlu ve yapılar 1649'da bitirildi. Tac Mahal, 20 yılda 1652'de bütünüyle tamamlandı.
Agra ilinin dışında Yamuna Irmağı'nın kıyısında, 305x580 metre ölçülerinde dikdörtgen avluda yer alan Tac Mahal, dört cephesinin ortalarında 33 metre yüksekliğindeki taç kapılarıyla 75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi çevreliyor.
İç mekanı örten 30 metre yüksekliğindeki alt kubbeyle üst kubbe arasında türbe mekanı kadar ölü hacim var.
Mümtaz Mahal ve Şah Cihan'in sandukaları üst katta, kubbenin altındadır. Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahiptir. Şah'ın ve eşinin asıl lahitleri ise, en alt katta bulunmaktadır.
Tac Mahal'in yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır.
Romantik görünüşü ile herkesi büyüleyen, Doğulu Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olan Tac Mahal, mehtaplı gecelerde bile aydan daha parlak görünür.
Tac Mahal, 1983’ten bu yana UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır

PAMUKKALE


Dünyanın sayılı harika yerlerinden biri olan Pamukkale

Pamukkalе, günеybatı Türkiyе’dеki Dеnizli ilindе doğal bir mеvkidir. Kеnt kaplıcaları vе akan sulardan kalan karbonat minеrallеri tеraslarını, travеrtеnlеri kapsamaktadır. Türkiyе’nin Egе bölgеsindе, ılıman bir iklimi olan Mеndеrеs Nеhri vadisindе bulunur.
Eski Hiеrapolis kеnti, toplam 2700 mеtrе uzunluğunda, 600 mеtrе gеnişliğindе vе 160 mеtrе yüksеkliğindеki bеyaz “kalеnin” üzеrinе inşa еdilmişti. Pamukkalе, Dеnizli’nin 20 km uzaktaki mеrkеzindеki vadinin karşı tarafındaki tеpеlеrdеn görülеbilir. 5-10 km yakınında Laodikya antik kеnti bulunur. 5 km ilеrisindе isе uluslararası bir tеrmal mеrkеz olan Karahayıt köyü vardır. Pamukkalе UNESCO tarafından bеlirlеnеn Dünya Miras Listеsi`ndе yеr almaktadır.

Artemis Tapınağı


Efes Artemis Tapınağı Resimleri ve Bilgiler

Efes Artemis Tapınağı özellikleri hakkında bilgi
Efes Artemis Tapınağı resimleri

İzmir Selçuk'ta Efes (Ephesos) antik kentinin dünyanın 7 harikasından sayılan ünlü tapınağıdır. Astemision olarak da bilinir. Önce M.Ö. 560-550 yıllarında Lydia Kralı Kroisos tarafından İon düzeninde yaptırıldı. M.Ö. 356'da bir delinin yakması üzerine aynı büyüklükte ancak 3 m. yüksek olarak yeniden inşa edildi. 55.10 x 115 m. boyutlarında, mermer heykelleriyle de ünlü tapınak Hellenistik dönem tapınaklarının en büyüğüydü. 262'de Gotlar tarafından yıkıldıktan sonra onarılmadı. Bristish Museum adına 1869-1874'te J.T. Wood ve 1904-1905'te David G. Hogart'ın yaptığı kazılarda bulunan tapınak kalıntıları, İngiltere'ye götürüldü.

Aizanoi Antik Kenti


 

Kütahya'nın 48 kilometre güneybatısındaki Çavdarhisar ilçesinde bulunan, kökleri M.Ö. 3000 yıllarına kadar inen Aizanoi Antik Kenti

Aizanoi Antik Kenti'nde küçük ziyaretçiler

 

YENİCE ORMANLARI KAMP

Yenice Ormanlarında KampKarabük ’ün Yenice ilçesinde bulunan Yenice ormanları, son yıllarda yapılan çalışmalarla doğaseverler için bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Yenice ormanlarında doğa yürüyüşleri ve kampçılık dışında kaya tırmanışı, kanyon geçişi gibi başka doğa sporları da yapmak mümkün. Yenice’de yapılacak etkinliklerin ayrı bir anlamı var. Burası dünyadaki en önemli anıt orman alanlarından biridir.


Türkiye'de Yaşanması Gereken 10 Macera

BABADAĞ YAMAÇ PARAŞÜTÜ

Babadağ'da Yamaç Paraşütü
Yüksekliği 1969 metre olan Babadağ, Denizli il sınırları içindedir ama uçuşlar Fethiye’ye bağlı Ölüdeniz sahillerine yapılıyor. Buradan yapılacak bir uçuş yöreye 2 bin metrelik bir yükseklikten bakmayı sağlıyor. Başlangıçta yaşanan heyecan havalandıktan kısa bir süre sonra yerini hayranlığa bırakıyor. Eğer hava açıksa Patara, Dalaman, hatta Rodos’u bile görmek mümkün.


Türkiye'de Yaşanması Gereken 10 Macera

GÖKOVA KÖRFEZİ

 Gökova
Bisikletle Ege kıyılarında gezmek, köylerde ve sahillerde konaklamak, denize yüksekten bakmak, ormanlarında kaybolmak, dalgaları dinleyerek uyumak… Gökova Körfezi’nde yaşanacak bir maceranın kazanımları bunlar. Bodrum dan yola çıkıp Kızılağaç köyü, Yalıçiftliği, Hurmanlık ve Çökertme bisikletle gezerken yorgunluğun atılacağı dinlenme yerleridir. Bunların dışında Sedir Adası’na, Çamlık İskelesi’ne ve Ayın Koyu’na günübirlik geziler de yapılabilir.


Türkiye'de Yaşanması Gereken 10 Macera

KELEBEK VADİSİ

Muğla ile Fethiye ilçesi Ölüdeniz'deki Kelebekler Vadisi doğal bir hazinedir. Sahip olduğu endemik türler nedeniyle dünya mirası olarak korunması önerilmiş ve doğal SİT alanı kabul edilerek her türlü yapılaşmaya kapatılmıştır.


Kelebekler Vadisi

YERE BATAN SARAYI

Yerebatan Sarnıcı
Ayasofya’nın hemen yanında bulunan Yerebatan Sarnıcı, ilk olarak geniş bir ticaret ve sanat alanı olarak inşa edilmiştir. Ardından İmparator Justinian döneminde şehrin su ihtiyacını karşılamak için sarnıca dönüştürülmüştür. Sarnıcın 21 milyon galon su tutma kapasitesi bulunmaktadır. Sarnıcın içerisinde bulunan Medusa başları ise hala gizemini korumaktadır.

En gizemli yer altı şehirleri

PETRA

PETRA

Ürdün’de bulunan Petra yer altı şehri M.Ö. 6. yüzyılda Hor dağı’nın eteklerinde inşa edilmiştir. Bu yer altı şehrinde büyük bir tiyatro, devasa bir kale ve şehir merkezi de bulunmaktadır. Petra, UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınmıştır ve BBC “Ölmeden önce görülmesi gereken 40 yer arasında Petra’ya yer vermiştir.

En gizemli yer altı şehirleri